RAMAZAN RİYACILARI
Lafa geldi mi "din de zorlama olmaz,orucunu ister tutsun ister tutmasın bana ne,herkes kendine tutar kardeşim" derler de icraata gelince, özel hafiye gibi kim oruçlu kim değil onun peşine düşüp dedikodusunu yaparlar. On bir ay her türlü naneyi yiyip Ramazan gelince mollalık taslayan din simsarlarından artık iyice iğrenir olduk. Her Ramazan aynı rolü oynamaktan sıkılmadı bu bir aylık dindarlar ama biz fena sıkıldık… On bir ay her türlü harama el uzatıp, her türlü çirkefliği yapan adama sen niye oruç tutuyorsun diyen var mı, yok, çünkü bu onunla Yaradan arasında bir mesele kim karışabilir ki ama bir aylık dindar arkadaş, o bir ay içinde herkese hesap sorma hakkını kendin de görebiliyor. Alıştık artık deyip gülüp geçiyoruz ama bu bir aylık dindar arkadaşlar ipin ucunu kaçırmakta ısrar ediyorlar. Şimdi de neymiş lokantalar, kafeler, tostçular, kahveler niye açıkmış,Ramazanda açık olan bu iş yelerinden bir daha alış veriş yapmayacaklarmış. Yapmayın tabi, hatta fırınlar da sabahtan ekmek satmaya başlıyorlar onlardan da ekmek almayın,marketlerde gıda satıyor onlardan da yapmayın,hele manav mis gibi meyveler satıyor Ramazan günün de ondan da kes alışverişini ve hatta sen git bir dağın başına orada yaşa da hem din kurtulsun senden hem de gerçek dindarlar…
Lokantası olan bir dostum var, Ramazanın en sıcak günlerinde bile orucunu hiç kaçırmadı,hem dükkanını açtı rızkının peşine düştü hem de orucunu tuttu. Hâlâ da aynen devam ediyor ama kimse onun oruç tuttuğuna inanmaz. İftar olduğunda servisi bitirdikten sonra en son o açar orucunu,ne orucundan vazgeçti ne de rızkından… Çünkü ay sonu kimse onun yerine kirasını ödemiyor, Bağkur'unu, işçisinin sigortasını, evinin masrafını kimse ödemiyor. Bir gün dükkan sahibiyle sohbet ederken "seni severim iyisin hoşsun ama Ramazanda dükkan açmana çok kızıyorum" demiş, arkadaşım da "o zaman Ramazan geldiğinde sen kira alma ben de dükkan açmayayım" deyince "o iş başka kirayı karıştırma" demiş. Bir daha da bu konu hiç açılmış.Ramazan ayında Bozkır sokaklarında yemek yiyen su içen kimseyi göremezsiniz,oruç tutmayan tutana saygı gösterir,gençler hatta çocuklar bile bu konuda özen gösterir ama nedense oruç tutanlar aynı saygıyı tutmayanlara göstermez. Yine de tutmayanların böyle bir talebi de olmaz,yiyeceğini evinde yer yada kimse görmeden içer suyunu,buna mahalle baskısı da diyenler olabilir ama asıl sebep baskı değil oruç tutana saygıdır. Hal böyleyken, bir aylık dindarların açık iş yerlerine tepki göstermesini sadece cahillik deyip geçemeyiz çünkü işin içinde büyük bir riya olduğunu da görebiliyoruz. Hani derler ya şurada kırk kişiyiz kırkımızda birbirimizi biliriz. O yüzden bırakın insanların rızkıyla oynamayı, kimin oruç tutup kimin tutmadığını da kendi oruçlarımızın kabul olup olmayacağına odaklanalım. O zaman dünya da Bozkır'da daha güzel olacak…
Lokantası olan bir dostum var, Ramazanın en sıcak günlerinde bile orucunu hiç kaçırmadı,hem dükkanını açtı rızkının peşine düştü hem de orucunu tuttu. Hâlâ da aynen devam ediyor ama kimse onun oruç tuttuğuna inanmaz. İftar olduğunda servisi bitirdikten sonra en son o açar orucunu,ne orucundan vazgeçti ne de rızkından… Çünkü ay sonu kimse onun yerine kirasını ödemiyor, Bağkur'unu, işçisinin sigortasını, evinin masrafını kimse ödemiyor. Bir gün dükkan sahibiyle sohbet ederken "seni severim iyisin hoşsun ama Ramazanda dükkan açmana çok kızıyorum" demiş, arkadaşım da "o zaman Ramazan geldiğinde sen kira alma ben de dükkan açmayayım" deyince "o iş başka kirayı karıştırma" demiş. Bir daha da bu konu hiç açılmış.Ramazan ayında Bozkır sokaklarında yemek yiyen su içen kimseyi göremezsiniz,oruç tutmayan tutana saygı gösterir,gençler hatta çocuklar bile bu konuda özen gösterir ama nedense oruç tutanlar aynı saygıyı tutmayanlara göstermez. Yine de tutmayanların böyle bir talebi de olmaz,yiyeceğini evinde yer yada kimse görmeden içer suyunu,buna mahalle baskısı da diyenler olabilir ama asıl sebep baskı değil oruç tutana saygıdır. Hal böyleyken, bir aylık dindarların açık iş yerlerine tepki göstermesini sadece cahillik deyip geçemeyiz çünkü işin içinde büyük bir riya olduğunu da görebiliyoruz. Hani derler ya şurada kırk kişiyiz kırkımızda birbirimizi biliriz. O yüzden bırakın insanların rızkıyla oynamayı, kimin oruç tutup kimin tutmadığını da kendi oruçlarımızın kabul olup olmayacağına odaklanalım. O zaman dünya da Bozkır'da daha güzel olacak…