İnsan kendine nasıl kıyar?
Ali Dutal
Yazımın başlığında yer alan "İnsan kendisine nasıl kıyar" ifadesi insanın bu dünyada canına kast etmesi olarak akla gelse de; esas öbür dünyasına kıyması olup yazımda bunun üzerinde duracağım.
Elbette ki, bu dünyada insanın kendi canına kıyması dinimizce de ağır sonuçları olan bir eylem olup ayrıca, büyük bir vebaldir.
Müçtehit alimlerimiz canına kıyan kişinin cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı ile ilgili farklı içtihatlarda bulunmuşlardır.
İnsanının canına kıymasının sebeplerinden birisi de manevi boşluğa düşüp kişinin İslam ile bağının zayıf veya hiç olmamasıdır.
Müslüman bir insan için aklını kaybetmedikten sonra dünyevi hiçbir sıkıntı canına kıymasının asla sebebi olamaz!
Hiçbir sıkıntı, Allah(cc)'ın rahmetinden büyük değil; insan zor durumda bile kul asla Rabbi'nden ümidi kesmez.
İnsanın kendi canına kıyması, Allah(cc)'ın ona emanet ettiği hayata hıyanet olup can bize ait değil; Allah(cc)'ın emanetidir.
Gelelim asıl konumuza;
Bir kimse intihar ettiğinde "kendine kıydı" denir. Halbuki asıl kıyım, insanın ahiretini unutması, günahlara dalması, imansız olarak bu dünyadan öbür dünyaya gitmesidir.
Uhrevi anlamda bu dünyada kendisine kıyan insanların nasıl kendilerine kıydıklarını maddeler halinde kısaca açıklamaya çalışalım:
Allah(cc)'ı unutup dünya için yaşadığında: Sanki ebedî kalacakmış gibi dünya malı ve makamı için uğraşır ama ahireti için çalışmayarak,
Günahları alışkanlık haline getirdiğinde: "Bir şey olmaz" diyerek küçük veya büyük günahlara devam ederek,
Nefsine esir olduğunda: Hep heva hevesinin peşinden gider, aklını ve iradesini kullanmayarak,
Ölümü hiç düşünmediğinde: Sanki ölüm ve hesap yokmuş gibi yaşayarak,
Kur'ân-ı Kerîm'de Cenab-ı Hak buyuruyor: "Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın." (Bakara, 195) Buyuruyor.
Cenab-ı Allah, insanın kendine kıymasını bu Ayet-i Kerime'de açıklamaktadır. Kendisine kıyan insan ahiretini ziyan eden insandır.
Bir gün Hasan-ı Basrî Hazretleri'ne bir genç gelir:
"Efendim, günahlardan kendimi alamıyorum. Allah(cc)'a asi oluyorum. Halbuki biliyorum ki, bu bana zarar veriyor; neden böyle yapıyorum?" der.
Hasan-ı Basrî Hazretleri:
"Evladım! Sen aslında başkasına değil, kendine kıyıyorsun. Çünkü günah, Allah(cc)'a hiçbir zarar vermez. Asıl zararı işleyen insan görür. Tıpkı ateşe elini sokan birinin kendi elini yakması gibidir. Ateş yanmaya devam eder ama el yanar." Buyurur ve şu öğüdü verir:
"İnsan ölümü, kabri ve mahşerde hesabı unutursa kendine kıyar; bunları hatırlayan kimse günaha kolay kolay yönelmez."
Öyleyse sormamız gereken soru şudur:
Ben dünyalık uğruna ahiretimi satıyor muyum, günahların ateşiyle kendi kalbimi yakıyor muyum, yoksa Rabbi'min sonsuz rahmetine sığınarak ebedi hayatımı mı kazanıyorum?
Gerçek "kendine kıymak" işte bu sorulara verilecek cevapta gizlidir.
Unutmayalım: Dünya geçici, ahiret sonsuzdur. Sonsuz bir hayatı birkaç günlük zevke feda etmek, insanın kendine yapacağı en büyük kıyımdır.
Her günah bir kıyımdır, ama her tövbe de bir diriliştir. Kendimize kıymak yerine, gelin Rabbi'mizin rahmetine sığınarak kendimizi yeniden inşa edelim.
Azıcık düşünelim; ahirete, hesaba, imansız olarak ölen kişinin ebedi cehennemde yanacağına inanmaya bilirsiniz.
Zerre kadar benim bir şüphem yok ve "ya varsa sorusunu" kendime asla sormam; inanmayanlar kendine "ya varsa sorusunu" sorsun ve derin derin düşünsün!
Ateşte yanmak çok zor; hele hele ebedi yanmak!