BABÜRŞAH VE BABÜRNAME
Babür devleti, dünya tarihine İngilizler eliyle kasıtlı bir şekilde Moğol olarak kaydedilen bir Türk devletidir. Bu yazımızda Babür Şah'ı ve kendi eliyle yazmış olduğu hatırat olan Babürname'yi tanıtmaya çalışacağız.
Babür Şah, Timur'un torunu Ömer Şeyh'in oğludur. 1483 yılında dünyaya gelmiştir. 12 yaşında hükümdarlık koltuğuna oturmuştur.1494 yılından 1526 yılına Fergana ve Kabil şehirlerinde hükümdarlık yapmıştır. 1526 sonrasında ise asıl ismini duyuracağı Hindistan hâkimiyeti ve Babür devleti süreci başlar. Türkistan'daki hâkimiyet yıllarında Özbekler ve Şii Safevi devleti ile mücadele eder. Bu mücadeleler sonrası hedefine Hindistan fethini koyar ve bu amacı için mücadele eder.
1526 yılında yerel bir hanedan olan Ludi devletini mağlup eder.12 bin civarında olan askerlerini filler ile destekler. İbrahim Ludi komutasındaki ordunun yenilmesi ile Ludiler tarih sahnesinden çekilirler. Bu savaş sonrası Delhi ve Agra şehirleri Babür hâkimiyetine geçti. Hint kökenli Racalar ile savaştı. Bu savaşın neticesinde Babür'ün Hint hâkimiyeti güçlendi. Bu zafer sonrası Babür Şah'a Gazi unvanı verildi.1529 yılında Bengal meselesi ile ilgili olarak Mahmut Şah'ı itaat altına aldı. 1530 yılında vefat etti. Ölümü sonrasında oğlu Hümayun devletin başına geçmiştir. Dünya tarihinde istisnai bir örneği olan Babürname isimli eserini tanıtacağız.
Babürname: Babür Şah'ın kendi kaleminden çıkmış bir hatırat veya bir tarih kitabıdır. 1494-1526 yılları arasındaki iktidar yıllarını objektif bir dille anlatmaya çalışmıştır. Hatıratın en önemli vasfı tarih yapan bir kişi olarak hükümdarın kendi yıllarını yazmış olmasıdır. Bazı bölümleri kayıptır. Hatıratın ilk kısmında Fergana hâkimiyeti sırasında Şeybani hanedanı ile girdiği mücadeleleri anlatır. Bu kısımda Özbekistan coğrafyası ile ilgili değerli bilgiler verir. İkinci kısımda 1526 yılına kadar kaldığı Afganistan bölgesini anlatır. Son kısım ise Hindistan civarındaki faaliyetleridir. Babürname bir hükümdarın kaleminden çıktığı için Batıda Jul Sezar'ın hatıralarına benzetilmekte hatta ondan üstün tutulmaktadır. Türk tarihinin birinci elden bir kaynağıdır. Reşit Rahmeti Arat tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.