BİRAZ SAYGI


​Öyle sanıyorum ki toplumda yaşadığımız tüm sorunlar, birbirimize saygı duymayı bilmediğimizden kaynaklanıyor. En büyüğümüzden en küçüğümüze, en okumuşumuzdan en cahilimize hepimizin en büyük sorunu saygı duyma becerisine, yetisine sahip olmayışımızdır. Evde saygı görmeyen çocuk arkadaşına,işinde saygı görmeyen baba eşine- çocuğuna,eşinden saygı görmeyen kadın diğerlerine saygı göstermeyi aklından bile geçirmiyor.  Gerçi saygı duymayı aklından geçirebilmek için önce onun ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Maalesef toplumumuzda saygı kavramı gün geçtikçe anlamını daha da yitiriyor. Saygı kavramını günlük hayatımıza aktarabilsek, birazcık empati de kurabilsek, hayatımızı zorlaştıran pek çok sorundan kolayca kurtulacağız ama ne empati kurmada başarılıyız ne de diğerine saygı duymada, daha kötüsü bu konulara pek de çaba harcadığımız yok. Topluma baktığımız da gün geçtikçe daha da bencil daha da saygısızlaştığımızı görüyoruz. "Bana dokumayan yılan bin yaşasın" anlayışı, "benim çıkarımaysa doğrudur, başkasından bana ne" mantığı bizleri daha çok sarmaya ve ele geçirmeye başladı. Daha çok bencilleştikçe sayısızlığımız da o ölçüde arttı.

"Bir kente hayvanlar insanlardan kaçmıyorsa, o kentte güzel insanlar yaşıyor demektir" demiş bir düşünür. Ben de diyorum ki bir kentte insanlar trafikte stres yaşamıyorsa, o kentte saygılı insanlar yaşıyor demektir diye uyarlıyorum bu sözü. Çok iller ilçeler gezdim ve bazılarında gerçekten de trafikte hiç korna sesi duymadım,hatta bazı yerlerde ışık yada yaya geçidi olmasa bile, araçların durup yayaların geçmesini beklediğini de gördüm.  Böyle yerlerde gerçekten de insanların ne kadar ince ne kadar yardımsever ve ne kadar saygılı olduklarına da şahit oldum. Trafikte ne kadar korna sesi varsa o yerin insanlarının ne kadar tahammülsüz, saygısız ve bencil olduklarına da şahit oldum maalesef. Suçlu sadece kornaya abananlarda sanmayın, aracını güzelce park etse kimseye engel olmayacağını bildiği halde, yolun ortasına park edip, diğer araçların bekleyeceğini hiç düşünmeyen adama ne diyelim. Yada arkasında oluşan kuyruğa aldırış bile etmeden camdan sohbet eden ve sohbetini de bir türlü bitirmeyen adama ne diyelim. Yolun ortasında kalmış bir dedeye korna çalan adama(adam dediysek lafın gelişi) saygısız demek sanırım çok hafif kalır…

Sadece trafikte değil yaşam alanlarımızın her yerinde bin bir türlü saygısızlıkla karşılaşıyoruz. Asansörde sigara içeni mi sorarsınız,gece yarısı apartmanda bağıra çağıra misafir uğurlayanı mı, başkalarının beklediğini bildiği halde kartını atm ye sokup çalan telefonuyla konuşmaya başlayıp, bir türlü sıra vermeyeni mi, parklardaki bankları lambaları kıranlarımı sorarsınız, sinyal verme zahmetine katlanmayanı mı sorarınız, kestirme diye göbek yerine köşeden dönenleri mi  sorarsınız, uyarana sinirlenip kavga çıkaranı mı? Daha sayacak çok şeyler var tabi ama işin esası, bam teli bir birimize hiç saygı duymamamızdır. Günlük yaşantımızda ufak tefek işlerde bile bu kadar saygısız olan bizlerin, başkalarının fikirlerine ve görüşlerine saygı duymasını beklemek herhalde hayalperestlik olur.

Filiz KILINÇEL
E-Posta :filizkilincel@hotmail.com

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar