Namaz-İman İlişkisi
Ali Dutal
İki hafta önceki yayınlanan "Namazın birey ve toplum hayatına etkileri" başlıklı yazımda namazın birey ve toplum hayatındaki etkilerini bugün ile ilişkilendirerek açıklamaya çalışmıştım.
Bu yazımda daha da ileri bir safha olan "Namaz-İman" ilişkisinin üzerinde durulmasının gerekliliğine binaen bu konuya yer verdim.
Çünkü, hem yapılan araştırmalar hem de gözlemlerimiz ülkemizde namaz kılma oranlarının her yıl belirgin düzeyde düştüğünü göstermektedir.
Bu durum, kendini Müslüman tanımlayan insanların namazdan uzaklaşmasının imandan uzaklaşması sonucuna yol açtığı gerçekliğini göz önüne sermektedir..
İslam dininin en temel iki kavramı olan iman ve namaz arasında doğrudan ve güçlü bir bağlantıyı ifade eder. Bu ilişki hem Kur'an-ı Kerim'de hem de Hadis-i Şeriflerde açıklanmaktadır.
İman; Allah(cc)'ın bir olduğuna, Allah'tan başka ilah olmadığına; Hz. Muhammed(sav)'in kul ve resul olduğuna inanmaktır.
Ayrıca, imanın şartlarından meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere ve hayır-şerrin Allah(cc)'tan geldiğine kalpten inanmakla vücut bulur. Daha da kapsamlı; Allah(cc) ve Resulü(sav)'nün helal bildiklerini helal, haram bildiklerini haram bilmeyi de içine alır.
Kur'an-ı Kerimde salih amelin çoğunlukla imandan hemen sonra zikredilmesi, amel ile imanın birlikte bulunmalarının gereğine işaret eder.
Salih amel; Allah(cc)'ın emir ve yasaklarına riayet ederek bir hayat sürdürmek salih ameldir. Bu genel ifadenin yanında özel olarak namaz kılmak, oruç, tutmak, zekat vermek, hacca gitmek, yardım etmek, güzel işler yapmak da salih ameldir.
Bu salih amellerin en önemlisi hiç kuşkusuz namazdır. Çünkü, namaz öbür ibadetlerin yerine getirilmesinin temelini oluşturmaktadır.
Efendimiz(sav); "Dinin başı, kelime-i şehadet getirerek Allah'a teslim olmak, direği ise namazdır." (Tirmizî, Ahmed bin Hanbel) Buyurmaktadır.
Namaz ve İman Arasındaki İlişki:
Namaz, bir insanın Allah(cc)'a olan inancını davranışa döktüğü en somut ibadet şeklidir.
Gerçek bir iman, kişiyi namaz kılmaya yönlendirir. Kur'an-ı Kerim'de sıklıkla "iman edenler ve namaz kılanlar" birlikte zikredilir:
"Gerçekten kurtuluşa eren müminlerdir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler." (Mü'minun Suresi, 1-2)
Namaz İmanın Koruyucusudur:
Namaz, kişiyi günahlardan uzak tutar: "Gerçekten namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar."(Ankebut Suresi, 45)
İman kalpte var olsa bile, sürekli günah işleyen ve ibadet etmeyen bir kimsenin imanı zamanla zayıflayabilir. Namaz bu imanı canlı tutar.
Namazı Terk Etmenin İmana Etkisi
Bazı Hadis-i Şeriflerde namazın terk edilmesi, iman dairesinden çıkmaya kadar gidebilecek kadar ciddi bir tehlike olarak değerlendirilmiştir:
Peygamber Efendimiz(sav), "Kul ile küfür arasında (kapanmayan tek kapı) namazdır. Kim namazı terk ederse küfre yaklaşır." (Müslim) Buyurmaktadır.
Bu Hadis-i Şerif namazın iman ile küfür arasında bir sınır olduğunu gösterir. Yani kişi inandığını söylüyorsa, bunu namazla göstermek zorundadır.
Namaz imanı korur ve güçlendirir. İman ile namaz bir bütün olarak düşünülmelidir; biri olmadan diğeri eksik kalır.
"Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazıdır..."(Buhari,Müslim)
Namaz, özellikle sabah ve yatsı vakitlerinde insanın ne kadar samimi iman ettiğini test eder. Münafıklar bile bazen namaz kılar ama bu zorlama ve gösteriş için olur.
Mezhep İmamlarımızın Konu ile İlgili Görüşleri
Namaz kılmayanlar ile ilgili mezheplerimizin farklı görüşleri olmakla birlikte genel olarak hafife alınmayacak çok ağır hususları içermektedir. İsteyen, azıcık bir araştırmayla ayrıntılı bilgilere ulaşılabilir.
Kısaca; Hanefi Mezhebi: Namazı kasten terk eden kişi büyük günah işlemiş olur ama imandan çıkmaz. Fakat bu kişiye çok ağır uyarı yapılır. Şafii ve Maliki: Namazı terk eden kişinin tövbe etmesi gerekir, etmezse cezalandırılır; kâfir sayılmaz, imanını kaybetmiş değildir. Hanbeli Mezhebi: Namazı bilinçli olarak terk eden küfre düşer; çünkü namaz, imanın olmazsa olmazıdır.
Namaz, imanın sadece göstergesi değil; teminatıdır. İmanlı olduğunu söyleyen bir müminin, bunu davranışlarına yansıtması gerekir. En başta da bu, namazla olur.