Namazın birey ve toplum hayatına etkileri
Birey ve toplumları ayakta tutan temel değerlerin başında din gelir. Din, insanın yaratılması ile birlikte insan hayatına yön vermiş, vermeye devam etmektedir.
Yazımda dinin en önemli ibadeti namazın birey ve toplum hayatındaki etkileri üzerinde durmaya çalışacağım.
Elbette ki, dinden kastımız Allah(cc) indinde tek din olan İSLAM dinidir. Din İslam olunca muhatabımızda Müslümanlar olacaktır.
Dini konularda yazı yazmak beni mutlu ederken zaman zaman hatta çoğu zaman Müslümanların içinde bulunduğu durum içimi acıtmakta ve derinden üzmektedir.
Yüzde doksanının kendisini Müslüman tanımladığı bir toplumda iman ve amel düzeyinde büyük sorunlar yaşanması her şuurlu Müslümanı derinden üzmeli, üzmüyor kaygılandırmıyorsa bu da ayrıca imani sorun olarak değerlendirilmelidir.
Şuurlu bir Müslüman, insanların iman sahibi olmaları için çalışır. İman sahibi olup da dinin emirleri gereği işlemesi gereken amelleri işlemeyen Müslümanları da gücü ve bilgisi nispetinde ikaz eder.
Sorulduğu zaman Müslümanım diyen insanımızda her geçen gün namaz kılan sayısı azalmakta, bunun sonucu olarak da hem birey hem de toplum olarak büyük bunalımlar yaşanmaktayız.
Namaz kılmamanın birey ve toplum üzerindeki yansımalarına geçmeden önce kısaca namazın İslam'daki yeri ve önemi üzerinde durmaya çalışalım.
Namaz, İslam'ın en temel ibadetlerinin başında ve dinin direği olarak kabul edilir. Kur'ân-ı Kerîm'de imandan hemen sonra en çok emredilen ibadet namazdır.
Peygamber Efendimiz(sav)'de Hadis-i Şeriflerinde namazın önemini sürekli vurgulamış, İslâm âlimleri, namazı terk etmenin kişiyi hem dünyada hem de ahirette büyük zarara uğratacağını belirtmişlerdir.
Namaz, Allah(cc)'a teslimiyetin ve kulluğun en açık göstergesidir. Müminin Rabb'ine bağlılığını günde beş vakit ifade ettiği en önemli ibadettir.
Peygamber Efendimiz (sav):"Namaz dinin direğidir. Onu dosdoğru kılan dinini ayakta tutar; onu terk eden dinini yıkmış olur." (Beyhakî, Şuabü'l-İman) Buyurmaktadır.
Namaz, Efendimiz(sav)'e Miraç gecesinde doğrudan Allah(cc) tarafından farz kılınmıştır. Bu yönüyle diğer ibadetlerden farklı ve daha özel bir yeri vardır.
Kur'ân-ı Kerimde: "Şüphesiz namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar." (Ankebût 45) buyrularak, insanın ahlakını ve hayatını güzelleştirdiği vurgulanmıştır.
Bazı hocalarda dahil olmak üzere, "iman, ahlak, namaz" tasnifinde bulunulduğunu görüyoruz ki, bu sıralama niyet çok iyi olsa bile doğru değildir. Çünkü, imandan sonra namaz gelir.
Namaz kılan kişi, Allah(cc)'ın huzuruna çıkacağının bilinciyle haramlardan sakınır. Rabb'imiz, "Şüphesiz namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar." (Ankebût 45) buyurmakta olup hakiki manada namazını eda eden kimse ahlaklı olmak istemese de kesinlikle "ahlaklı" olur, bu durum yukarıdaki Ayet-i Kerime ile sabittir.
Efendim, "filan kişi namaz kılıyor ama her türlü kötülüğü" yapıyor denilmekte olup o kişinin hakiki manada namaz kıldığını göstermez. Yani, namaz sahibini "hayasızlık ve kötülükten alıkoymuyorsa" o kişi hakiki manada namaz kılmıyor demektir.
Namaz öyle "kılınırsa da olur kılınmazsa da olur" gibi sözlerle hafife alınacak bir ibadet değildir.
Peygamber Efendimiz(sav): "Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği amel namazdır. Eğer namazı düzgün olursa kurtulur, bozuk olursa hüsrana uğrar." (Tirmizî, Salât 188) Buyurmaktadır.
Başka bir Hadis-i Şerifte Efendimiz(sav), "Namaz, müminle kâfir arasında sınır kabul edilmiştir. "Kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmesi vardır."(Müslim, İman) Buyurmaktadır.
Bir Müslüman, namazını bireysel ve toplumsal faydaları olsa da faydaları için değil, Allah(cc)'ın emri olduğu için kılar ama yine de kısaca bireysel ve toplumsal faydaları üzerinde duralım.
Namazın bireysel faydaları; namaz, insanı günde beş defa Rabb'ine yöneltir, kalbini diri tutar; yalnız olmadığını, her an Allah(cc)'ın huzurunda bulunduğunu hissettirir.
Rabb'miz; "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı zikretmekle huzur bulur." (Ra'd 28) buyrulmuştur. Namaz, insanın stresini, kaygısını hafifletir, gönlüne huzur verir.
Yukarıda yer aldığı üzere; namaz kılan kişi, Allah(cc)'ın huzuruna çıkacağının bilinciyle haramlardan sakınır. Belirli vakitlerde eda edilmesi, insana vakit disiplini, irade terbiyesi ve sabır kazandırır. Namaz, insana fani olduğunu, hesap vereceğini hatırlatır ki, bu bilinç, davranışlarını güzelleştirir.
Kişinin sağlığına da sayısız faydaları olup isteyen küçük bir araştırmayla bu bilgilere ulaşabilir.
Namazın Toplumsal Faydaları; cami ve cemaatle kılınan namaz, müminleri aynı safta, aynı kıbleye yönelterek eşitlik ve kardeşlik duygusunu pekiştirir.
Zengin–fakir, amir–memur ayrımı olmadan yan yana saf tutmak toplumsal kaynaşmayı sağlar. Namaz, bireyin ahlakını güzelleştirdiği için toplumun genel ahlak seviyesini de yükseltir. Namaz kılan toplumda yalan, hırsızlık, adaletsizlik azalır.
Günde beş defa aynı vakitte bir araya gelen cemaat, toplumda düzen, dayanışma ve yardımlaşma ruhunu güçlendirir. Namazda insanlar aynı safta omuz omuza durur. Hiç kimse diğerinden üstün değildir. Bu, toplumsal adalet anlayışını pekiştirir.
Namazı yaygın olan toplumlarda, haramlara, günahlara ve kötülüklere karşı ortak bir bilinç oluşur.
Sonuç olarak; namaz, bireyin ruhunu ve karakterini inşa eder, toplumun düzenini ve huzurunu sağlar. Namazı terk eden birey, aslında kendisini koruyucu bir kalkandan mahrum bırakır; namazı terk eden toplum da manevî bağlarını kaybeder ve kuşkusuz her alanda büyük bunalımlar yaşar, bugün olduğu gibi!