Okullar Açılırken Çocukların Okul Başarısını Artırmada ANNE BABALARA DÜŞEN GÖREVLER


M. Emin KARABACAK

Beslenme, Kahvaltı ve Harçlık
İnsan beyninde yaklaşık on beş milyar beyin hücresi bulunduğu tahmin edilmektedir. İnsan zekâsının % 80'ni 8 yaşına kadar, % 20'si de ergenlik sonu dediğimiz 20-21 yaşlarına kadar tamamlanmaktadır.
Beyin hücrelerinin işlenmesi ve zekânın gelişmesi için gerekli vitaminin alınması gerekir. Buna bir de çocukların oyun oynarken harcadıkları enerjiyi de katarsak, sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemi bir kat daha artmaktadır.
Sabah kahvaltısını yapmadan okula giden çocuklar; derslerde dikkatini toplamada, dersi dinlemede, problem çözme ve yorumlamada, etkinliklere katılmada açlığa bağlı olarak geri planda olacaklardır.
 Kahvaltı yapmadan ya da yemek yemeden okula giden bu çocuklara öğün aralarında bir şeyler verilmemelidir. Gerekirse okul harçlıklarının kesilmesi ya da tekrar gözden geçirilmesi (harçlıklarla besin değeri olmayan bir şeyler alacakları için) gerekir.
Yemek hazırlarken çocuklarında fikirlerinin alınması ve öğün saatlerinde sofrada olmaları sağlanmalıdır.
Çocuklara eğer harçlık verilecekse 1.2.3.4. sınıf öğrencilerine günlük, 5.6.7.8. sınıf öğrencilere haftalık, lise öğrencilerine ise aylık verilmesi uygun olabilir. Harçlığını zamansız harcayan çocuklara ara harçlık verilmemelidir. Amaç harçlığını uygun bir şekilde harcamayı ve tasarruf yapmayı öğretmektir.
Dua ve Moral
Çocuklara gösterilen sevgi, dil ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve öpülerek yollanmalıdır. Bu, çocukların kendilerini iyi hissetmelerini sağlayacağı için derslerine de olumlu etki yapacaktır.
Okula moralsiz giden çocuklar; okuldan, dersten, dersi dinlemekten, arkadaşlık ilişkisi kurmaktan, sorumluluk almaktan kaçınacaktır. Çocuğun okula öperek uğurlanması, Allah zihin açıklığı versin diye dua edilmesi sevildiğini ve kendine değer verildiğini hissetmesini sağlayacaktır. Bunun sonucunda çocuk okulu ve hayatı sevmeye, derslere ve etkinliklere katılmaya istekli olacaktır. Bu da çocuğun başarısını artıracaktır.
Çocuklara kızıldığı zaman beddua edilmemelidir. Çünkü anne babaların duasının Allah katında kabul edildiğine göre çocuklara edilecek beddua, büyüdüklerinde ana babasına asi davranan, söz dinlemeyen, suç işleyen ve toplumun karşısına bela olan bireyler olarak çıkabilir. Onun için çocuklara hayır dua edilmelidir.

Planlı Ders Çalışma
"Hiç kimse başarı merdivenlerini, elleri cebinde tırmanmıştır."(J.K.Moorhead)
Descartes: "Plansız çalışan bir kimse ülke ülke dolaşıp hazine arayan bir kimseye benzer." demektedir.
Genel olarak çocuklarda yetenek problemi olmadığı; sadece plansız ve programsız çalışmaya dayalı bir başarı düşüklüğü olduğu görülmektedir.
 Bazı çocuklar aşırı ders çalışırken bazısı da çok az ders çalışmaktadır. Burada önemli olan çok ya da az ders çalışmak değil planlı çalışmaktır.
Planlı ve programlı çalışmada; çocuğun hem ders çalışmasına, hem dinlenmesine, hem televizyon seyretmesine hem de oyun oynamasına zaman bulunmaktadır. Planlı kimseler nerde, neyi, ne zaman, nasıl yapacaklarını bilen kişilerdir.
 Planlı çalışma doğrultusunda öncelikle çocukların bir ders çalışma planı olmak zorundadır. Ders çalışma planıyla birlikte uygun ortamın da olması gerekmektedir.
Bu doğrultuda; uygun bir çalışma odasının olması, ders çalışırken müzik ve televizyonun kapalı tutulması, çocuğu rahatsız edecek kardeşlerine engel olunması ve çocuğun plana uyup uymadığının kontrol edilmesi önemlidir.  
Aşırı Televizyon Seyretme ve Televizyon Programları
Çocuklar genelde televizyon ve oyunlardan artan zamanlarda ders çalışmaktadırlar. Oysa televizyon ve oyun,  çocukların ders çalışmalarından sonra eğlendirici bir etkinlik olmalıdır.
Aşırı televizyon seyreden çocuklar; ödevlerini baştan savma yapan, derslerde dikkatini toplamakta güçlük çeken, hazırcı, gözleri yorgun ve beyin hücrelerini çalıştırmayan çocuklar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Televizyonda seyredilen program bir de korkulu, sihirli, büyülü, mafya filmleri ise 1. kademe öğrencilerinde tırnak yeme, saldırgan, geceleri lavaboya gitmekten korkan çocuklar olacaktırlar.
İkinci kademe öğrencilerde ise ergenlikle beraber derslere çalışmadaki isteksizliğin iyice artmasına, onları model alması sonucu saldırgan, asi, hayalperest biri olmalarına neden olacaktır.
Öğrenci velilerinin çocukların yaş ve seviyelerine uymayan korkulu, sihirli, büyülü, vurucu kırıcı filmleri başta kendileri de izlemeyerek, çocuklarına örnek olmaları ve o tür programları yasaklamaları gerekir.

Kitap Okuma
Kitap okuma alışkanlığı kazanmamış çocukların kelime dağarcıklarının yetersiz olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak bu çocuklar, kendilerini ifade etmede zorlandıkları gibi sosyal etkinliklere katılmada da geri kalmaktadırlar.
Bu çocukların iletişimde ve cümle kurmada da eksikleri olduğu, yorumlama yeteneklerinin tam gelişmediği görülmektedir. Bunun için bu çocuklara kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir.
Anne babalar, çocukların seviyesine uygun kitaplar çocuklarla birlikte almaları hem çocuğun sorumluluk duygusunu geliştirecek hem de almış olduğu kitapları okumasını sağlayacaktır.
Çocuklarla birlikte kitap okuma saati ayarlanmalıdır. Anne babanın her gün o saatte kitap okuması, çocuğa kitap okuma alışkanlığını kazandıracaktır. Bunun yanında dil gelişimi için her gün 10–15 dakika sesli kitap okumaları, çocukların dil gelişimine, yorumlama yeteneğine ve zekâsına büyük katkı sağlayacaktır.

Anne Babaların Çocukların Okul Başarısını Artırmadaki Sorumlulukları
Anne babalar her zaman çocuklarının okulda ve toplumsal hayatta başarılı olmalarını isterler. Çünkü anne babalar üzerlerine düşen görevleri fazlasıyla yaptığını düşünürler. Onun için de; "Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim…" gibi sözleri hiç dillerinden düşürmezler. Çocukların sadece karınlarını doyurmak, üstlerini giydirmek ve okul ihtiyaçlarını karşılamakla görevinin bittiğini sanırlar. Oysa çocukların fiziksel ihtiyaçlarının yanında duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarının da olduğu aklına dahi getirmek istemezler.
 Çocukların okulda başarılı olmaları, aile tutumlarına bağlıdır. Çocukların okul başarılarını artırmak için aileye düşen görevlerin bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Çocuklar, sabah kahvaltısı yapmadan okula gönderilmemeli.
2. Çocuklar, okula zamanında tertipli ve moralli gönderilmeli.
3. Çocuklara evde mutlu ve huzurlu bir ortam sağlanmalı.
4. Çocuklara evde ders çalışacak uygun bir ortam sağlanmalı.
5. Çocukların okulla ilgili anlattıkları can kulağıyla dinlenilmeli
6. Çocuklara sürekli ders çalış demek yerine, çocuğun planlı ders çalışması sağlanmalı.
7. Çocukların bilgisayar başında fazla kalması ve aşırı televizyon seyretmesi izin verilmemeli.
8. Çocuklar, yemek yerken ve ders çalışırken kesinlikle televizyon kapalı tutulmalı.
9. Çocukların başarısı uygun bir şekilde ödüllendirilmeli.
10. Çocuklar düşük not aldıkları zaman aşırı tepki gösterilmemeli.
11. Çocukların yaş ve seviyelerine uygun sorumluluklar verilmeli.
12. Çocukların yetenekleri üstünde beklentiye girilmemeli.
13. Çocukların olumsuz davranışlarından çok olumlu davranışları görülmeli.
14. Çocukların benlik saygısını olumsuz etkileyecek eleştirilerden kaçınılmalı.
15. Çocuklara yaşından küçükmüş gibi davranılmamalı.
16. Çocuklar adına çocukların işleri yapılmamalı.
17. Çocukları başka çocuklarla veya kardeşleriyle kıyaslanmamalı.
18. Çocukların uygun olmayan arkadaşları çocukla konuşulmalı.
19. Çocuklara güven ve destek konusunda her zaman yanında olduğu hissettirilmeli.
20. Çocukların korkularını hafife alınmamalı ve çocukların korkularına saygı duyulmalı.
21. Çocuklara karşı sevgi, sözle birlikte beden diliyle de gösterilmeli.
22. Çocuklarla nitelikli zaman geçirmeli.
23. Aileyi etkileyen olumsuzlukların çocukları da etkileyeceği unutulmamalı.
24. "Benim zamanımda, ben senin yerinde olsaydım…" gibi uzun uzun nasihatlerden kaçınılmalı.
25. Çocuklara karşı sabırlı ve anlayışlı olunmalı.
26. Çocuklarla iletişim kurarken çocukların ruh halleri ve psikolojik durumları göz önünde bulundurulmalı.
27. Çocuklara kesinlikle beddua etmemeli ve çocuklar için hayır dua edilmeli.
28. Çocukların sadece okul başarısı değil, duygusal, karakter ve kişilik gelişimleriyle de ilgilenilmeli.
29. Çocukların öğretmenleriyle iletişim kurularak öğretmenlerinin önerileri dikkate alınmalı.
30. Çocukların sağlık sorunlarının yanında psikolojik sorunlarıyla da ilgilenilmeli. Bu konuda gerekirse uzmanından yardım alınmalı.
Sonuç olarak çocukların okul başarısını artırmak için yalnız annenin ya da babanın desteği yeterli olmadığı ve her ikisinin birlikte vermesi gerektiği unutulmamalıdır.

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar