BAĞRI YANIK BOZKIR’LININ FERYADI


Geçtiğimiz sayı "Derdimiz Bozkır dışında ne ola!.." köşe yazımı gazetemizin sahibi Yunus Yılmaz manşette değerlendirdi. Öncelikle bu inceliğinden ve yazıya değer verdiğinden dolayı kendisine çok teşekkür ederim.

Gazetenin dağıtıldığı 8 Arlık 2014 Pazartesi itibariyle bir çok hemşerim Bozkır'dan ve dışarıdaki Bozkırlılardan arayarak tebrik ve teşekkürlerini belirttiler. Bende yazıya önem verip arama inceliğini gösteren Bozkır'lı hemşerilerime teşekkür ederim.

Elbette "Derdimiz Bozkır dışında ne ola!.."

Ecdadımızın emanet ettiği Bozkır'dan, yanlış politikalar sonrası yurtlarımızdan, evlerimizden dağılmış olsak da, ülkenin herhangi bir şehrinde yada yurt dışında yaşasak ta en azından kendi adıma ve benim gibi düşünenler adına söyleyeyim derdimiz Bozkır!...

Bu gününe kadar bir çok başkan geldi Bozkır'a. Çoğu ile dosthane sohbetlerim muhabbetlerim oldu. Yanlış olduğu zaman bu yanlış, doğru olduğu zaman bu doğru dedik. Kimseye garezimiz muhalefetimiz siyasetimiz olmadı tek derdimiz Bozkır, tek siyasetimiz Bozkır siyaseti oldu.

Bağrı yanık Bozkır'lının feryadını duyan, Bozkır'ın nüfusunun kaybolduğunu gören, Bozkır'lının göçe mecbur edildiğini bilen hangi Bozkır evladı dert etmez Bozkır'ı!...

Bağrı yanık Bozkır'lı feryadediyor!...

"Bozkır bir ölü şehir oldu!..."

Bir Bozkırlı resim paylaşıyor "Eski Bozkır, Yeni Bozkır" diye. Bakıyorsun ağaçlar kesilmiş yerine bir ucube heykel dikilmiş.

Başka bir Bozkır'lı yazıyor yorum olarak "heykel Kaşık Ekibini yansıtmıyor, bizim kaşık tek başına oynanmaz" diye. Başka bir kaşık üstadı "Aslan Mustafa Askerde şehit oldu diyorlar ne zaman kaşık oynamış?" Diye soruyor.

Bir esnaf siftahsız günler yaşıyoruz derken, bir diğer Bozkır'lı; "Akşamın ilk saatlerinde an itibariyle korku salan bir sessizlik var Bozkır'da"

Köylerden haber alıyoruz birkaç yaşlı, yada şehre göç etmemiş bir iki aile. Bazı köylerde cemaat bile kalmadığı için imamların canı sıkılıyormuş.

Say sayabildiğin kadar problemi sorunu!...

Konya'daki gazeteleri ziyaret eden Başkan İbrahim Gün; bir gazeteye "" Doğal ve kaliteli ürünlerimizi dünya pazarına sunmak için en önemli adım kooperatifleşme." Demiş.

Doğru demiş de doğal ve kaliteli ürünü yetiştirecek kim var, yada ürün var mı?

Aynı gazetede haberin devamında Başkan Gün; "'Bozkır ilçemiz doğallığıyla ve güzelliğiyle sadece görmek için değil yaşamak içinde çok özel bir ilçedir." Diyor.

Bu ilk defa denilmiyor.

Dışarıdaki Bozkır'lı yaz tatilinde Bozkır'a çekecek neyiniz var? Sayın başkan!...

Evet doğrudur. Biz yıllardır diyoruz ki; Dışarıdaki Bozkır'lı geldiği zaman baba evi yeterli değil ise akraba yanında bir veya iki gün kalabilir sonra çekip gidiyor.

Neden?

Bozkır'da kalacağı, gününü geçireceği dinleneceği bir şey göremiyor. Tatilciyi cezp edecek bir şey yok.

Güzelim dağları dolaşıp o temiz havayı alıp, soğuk suları içtikten sonra döndüğü merkezde kahvesini yudumlayarak yorgunluk atacağı yerler gerekli.

Bunun için istişareler yapılıp, projeler yapılmalı. projeleri olanlarla fikir alışverişi paylaşılmalı.

Tekrar tekrar üstüne basa basa söylüyorum. Göçü durduracak, hatta göçenleri geri getirecek bir şeyler yapılmalı. Böyle projeler var!...

Yerli ve yabancı turisti çekecek malzeme var!..  Sevgili Hüseyin Dumru bir sohbetimizde taş evler yeniden hayata geçirilip turizme açılsa nasıl olur? Diye sormuştu. Güzel olur.

Yazısını her zaman takip edip, fikirlerini benimsediğim Bozkır Postası köşe yazarlarından Sevgili Filiz Kılınçel, son yazısında okumanın önemine dikkat çekmiş. İşin başı elbette okumak, bilgi toplumu olmak.

Ama yönetimi eline alanların; okuyan, dünyaya açılan insanların bilgi ve birikimlerini Bozkır için katma değer olarak dönmesini planlamak organize etmekle Bozkır'a faydası olacaktır.

İktidar veya muhalefet partisinden olması fark etmiyor, koltuğa oturmak yönetici olmak değildir.  İyi yönetmek, doğru yöntemler uygulamak gerekmektedir.

Bozkır'ın hastalığı belli!...

Doğru tedavi edecek doktora ihtiyaç var. Hastalığın çaresi de var. Yeter ki, bulmak isteyin!...

Bağrı yanık, kara yağız Bozkır'lı; feryadınız, feryadımdır. Sizin feryadınızı her gün yüreğinde hisseden bu hemşeriniz sizin her zaman konuşan ve yazan diliniz gönlünüz olacak, hakkı söyleyen olacak.

Beni aramak, görüşmek isteyen hemşerim olduğunu duyuyorum, biliyorum.

Arayıp konuşmak isteyen, yazıp dillendirmek isteyen, feryadını duyurmak isteyen hemşerilerim ben buradayım.

Düşüncelerinizi her zaman iletebilirsiniz.

Tel; 0536 391 72 99 – 0541 540 34 42

e-mail; mceylan4262@gmail.com

Selametle!... 

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar