SORGULAYAN VE HAZMEDEN TOPLUM OLMAK


Bir toplumda sorgulama kültürü ve hazmetme iradesi yüksek olmazsa, o toplumların geleceğinden endişe edilir. O toplumlar bağımlılıklarından ve başkalarının iradesinden dışarı çıkamazlar. Toplumlar idare edilen ve idare eden kurumları oluşturduğu gibi sorgulama kültürünü de geliştirmelidirler. Olaylar karşısında hazmı yüksek hoşgörü iradesini yaşamalıdırlar. Eğer sorgulama kültürünüz yoksa her zaman yanılma payınız çok yüksektir. Bizim toplum yapımız sorgulama iradesi bakımından oldukça zayıf olduğu kadar hazmetme iradesi de zayıftır. Bizde bulunduğumuz grubun imamı, başkanı veya lideri ne yaparsa doğru, ne söylerse doğru olarak kabul edilmeye alıştırılmış, özeleştiri olduğu, sorgulandığı zaman dışlanan hatta hainlikle itham edilir duruma getirilmiştir. Bu durumu hem dini cemaatlerde hem de siyasi teşkilatlarda görmek mümkündür. Bir parti mensubu olduğunuz zaman o partinin başkanının her dediği, her yaptığı doğru kabul edilir, yada kendi tarafınızdan biri bir şeyler yaptığı zaman da durum farklı değildir. Bu kimdir ne yapmak istiyor, ne yapıyor sorgulamak diye bir durum yok. Halbuki, o başkanın, liderin, imamın bir insan olduğunu, onlarında bizler gibi Allah'ın yarattığı kullar olduğunu, sadece hasbelkader onlara makam verildiğini düşünmeden o kişilere tabi oluruz. Elbette başına yönetici olduğunu kabul ediyorsan tabi olacaksın ama tabi olmak sorgulamamak anlamına gelmiyor. H.Z Ömer'in sorgulandığı yerde, bu günkü yöneticilerin sorgulanamaz dokunulmazlığı olamaz. SORGULAMANIN FAYDALARI Sorgulama elbette zararlı bir şey değildir. Sorgulama doğruları nasıl alkışlıyorsanız yanlışlara da dur demek için yapılan bir uyarıdır. Tüm insanlar gördükleri doğruyu paylaştığı gibi yanlışı, eksiği paylaşmak ve uyarmakla mükelleftir. Sorgulamak aynı zamanda temkinli davranmayı, hata riskini sıfıra indirmek içinde doğru bir yoldur. Tabi elbette sorgularken iyi düşünüp konusunda bilgi sahibi olmak ve aklın geniş açısını kullanmak gerekir. Sorgulama kültürünün kaybolması meşru şeyleri gayri meşru, gayri meşru şeyleri de meşru hale getiriverir. Sorgulamaktan korkmamak gerek. Sorgulama kendi etrafına teşkilatına zarar verir duygusu ve korkusu yanlışı beraberinde getirir. Olayları geçmiş, o an ve geleceğiyle birlikte tasavvur ederek doğru eksende durmasını sağlamak için sorgulamaktan korkmamak lazım. Eğer sorgulama yaptığımız zaman doğru olmadığını gördüğümüz halde benim adamım yapıyor yanlışsa da doğru dediğimiz zaman işte doğru eksende değil demektir. Halbuki, bu durum kendi yapına ve durumuna da zarar veriyor fakat göremiyoruz. HAZIMSIZLIĞI BERABERİNDE GETİRİYOR Sorgulama irademizi geliştirmediğimiz zaman hazımsızlığı da beraberinde getiriyor. Kendimizde sorgulama özeleştiri kültürü olmadığı için hazımsızlaşıyor, sorgulayan özeleştiri yapan kimseleri düşman gözüyle görmeye başlıyoruz. Kocaman bir toplum tek tip fikir, tek tip inanç, tek tip düşünce yapısı altında olması mümkün değildir. Toplumun mozaik yapısı farklı olması çok doğaldır. Bu farklılıklar, farklı fikir, görüş, düşünce ve inanışları da birlikte getirir. Toplum olarak bu farklılıklara hazmetme iradesini gösteremiyorsak o toplumda düşmanlık ve kırgınlıklar meydana gelir. Bu durum zaman içinde yaşanmaz bir toplum haline geldiği zaman duvarların yıkıldığını görürüz. Toplum yapısındaki mozaik yapısından dolayı sorgulamasını bildiğimiz kadar hazmetmesini de bilmemiz ve bu iradeyi göstermemiz gerekmektedir. Aslında sorgulama kültürünün olmaması, hazmetme iradesinin olmaması körü körüne bağlanış ve bilgili görünen bilgisiz toplum olma özelliğinden gelmektedir. BAZI ÖRNEKLER Sorgulama kültürümüzün ve hazmetme irademizin olmadığına son zamanlarda yaşanan bazı örnekler açık delilidir. Bunlardan iki tane örnek vermek istiyorum. BİR; Lice'de bir heykel rezaleti yaşandı. Heykel basit bir olay değildir. Tırnak içinde heykeli bir inanç bağlamı içinde genel olarak karşı çıkmanız ve önemsemeniz elbette her Müslüman için hakkıdır. Fakat burada dikilen heykel o cihetten değildir. Lice'de dikilen heykel 1984 yılında devletin bütünlüğüne kasteden, PKK olarak ilk askerimizi şehit eden vatan haini bir kişinin heykelidir. O günden bu güne kadarda binlerce vatandaşımızı katleden onca askerimizi şehit eden bebek katillerinden birinin heykelidir. Bu vatan haininin heykeli törenle dikiliyor sonrada Diyarbakır valiliğinin mahkemeye başvurması sonucu jandarma yıkıyor. Bu durum o heykelin dikilmesi enine boyuna sorgulanması gerekir. Yıkılmasında yapılma süreci daha önemlidir. Bu heykel yapılırken devlet neredeydi? Bu heykel yapıldıktan sonra tören yapılırken devlet neredeydi? Bu heykelin yapılması sırasında jandarma istihbaratı içişleri bakanlığına bilgi verdiği halde engel olunmasına kim engel oldu? Her haliyle doğru olmayan bir uygulama. Bu durumu sorgulayıp iktidar mensubu olsanız bile yanlış demeniz gerekir. Fakat adete savunulmaya geçildi. İçişleri bakanı basit bir plastik olarak görebildi. Ama sorgulayıp özeleşti yaparak yanlış olduğunu ortaya koymak yerine birde savunma refleksleri çalıştı. Sorgulayan eleştirenlerde bir anda düşman ilan edildi. İKİ; Ahmet Davutoğlu Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle boşalan AK Parti Genel Başkanı ve 62. Hükümetin Başbakanı olacak. Bu durum öyle bir havaya girildiği özellikle Konya bölgesinde hiçbir şeye mahal bırakmadan kurtarıcı gibi görülüp nasıl bir başbakan olacağı ve olması gerektiğini sorgulamadan göklere çıkarıldı. Bizden olsunda nasıl olursa olsun edasıyla. Geçtiğimiz yazıda biz sorgulamaya ve bazı sorular sormaya çalıştık. Aldığımız tepkiler ne olacak ne olursa olsun babından oldu. Sanki düşman ilan edilircesine hedef gösterildik. Bu ülkede durum tespiti yapmak da suç haline geldi. Elbette yeni başbakan koltuğuna oturacak birinin ne olacağı hakkında hüküm yürütmek çok doğru değil ama açıklanıldığı günkü konuşması ve dışişlerindeki performansı çokta içimize sinen bir durum olamadı. Geçen yazımızda dediğimiz gibi uydu değil iradeli başbakan olması dileğimiz. Bakıyorum yazarı çizeri hatta ayrı görüşten olanlar bile sorgulama melekelerini çalıştırıp gelecekte nasıl bir başbakan olmasını bile istemeden kabulleniverdi. Kim veya hangi olay olursa olsun sorgulama melekelerimizi çalıştırıp doğru yaptığı zaman alkışlayıp sonuna kadar yanında olduğumuz gibi yanlış yapıldığı zamanda özeleştiri yaparak karşı durmasını da bilmemiz gerek. Benim adamım ne yaparsa doğru yapar dememek lazım. Sorgulama ve hazmetme iradesini yüksek tutmamız gerekmektedir. Selametle!...

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar