VEBALİ VAR…
Doğal güzelliği dillere destan Aygır Dibi'ne uzun yıllardır gitmiyordum. Gitmeme sebebim o muhteşem doğaya yapılan betonları görmek istemeyişimdi. Geçtiğimiz hafta hasretimiz depreşti herhalde, tuttuk Aygır yolunu… Bu mevsimde suyun çok az olması normal, baharda ki coşkuyu bulamayız elbette ama bu kadar susuz kalışımızda elbette biz insanoğlunun da suçu vardır diye düşünüyorum.
Gittik ama gördüklerimizle de şok olduk, fotoğraflarını da çektim, yer darlığından burada yayınlayamayacağım. Ama görüntüyü tahmin edebiliyorsunuzdur… İnsan olmak bu kadar zor bir meziyet demekten kendimizi alamıyoruz… Aygır Dibi'nde adım atacak yer yok, neredeyse her ağacın altında aileler piknik yapıyor, çocuklar neşeli eğleniyorlar ancak, orada olmaması gereken bir şeyler de var. Tahmin ettiğiniz gibi Aygır Dibi adeta çöplük alanına çevrilmiş. İnsanlar olmasa, belediye çöp arabasını mı boşaltı yoksa buraya diyebilirsiniz, gidenler görmüştür, abartmıyorum her yer çöplerle dolu, rüzgârla savrulan poşetler- gazetelerde ağaçlara takılmış sallanıyorlar. Gözlerimize inanamayıp, insanlığımızdan iğrenip, söylenerek etrafa bakınırken, bir hanım abla çocuğun altını değiştiriyor ve gözümüzün önünde savuruveriyor bezi suya… Yüzüne bakıyorum kadının, yanlışlıkla yapmıştır belki, pişmandır falan diye umut ediyorum ama, yok gayet doğal gayet sıradan bir iş yapmış olmanın verdiği rahatlık var üstünde… Gidip desem ki "bak kardeşim; sen buraya bu bezi attın ama bu kaç yılda yok olur doğadan biliyor musun, bu yaptığın yanlış, yarın aynı yerde bir başkası ya da sen piknik yapacaksın yine, atma böyle" desem, alacağımız cevabı biliyoruz… Yutkunup geri dönüyoruz.
Diyeceksiniz ki çözümü var, "Belediye iki çöp bidonu koysun", koymuş efendim, iki değil daha fazla çöp bidonu koymuş belediye ama çöp bidonlarının içi boş, kimse zahmet edip çöpü bidona atmamış ya olduğu yerde bırakmış ya da sallamış Aygır suyuna… Peki, biz nasıl öğreneceğiz insan olmayı? Çocuk bezini suya sallayan o annenin yüzünde ki rahatlığı görünce anlıyorum ki insanlar yaptıkları şeyin yanlış olduğunu anlamıyorlar, bilmiyorlar, ya da sürü psikolojisiyle hareket edip "herkes atmış ben atsam ne olur ki" diye düşünüyorlar. Bunun çözümü ise eğitimden geçiyor, hep söylüyoruz Camilerde, okullarda insanlara doğayı korumanın ve toplum içinde yaşamanın dersleri verilmeli… Attığı o çöpün doğayı nasıl kirlettiği ve bunun bir hak yeme olduğunu anlatmalıyız. Doğaya saygının bir iman meselesi olduğunu, en güzel ibadetlerden birinin doğayı korumak olduğunu anlatmalıyız. Kim yapacak bunu? Tabi ki okullarda öğretmenlerimiz, camilerde imamlarımız hocalarımız yapmalılar. Yapmazsak, yapamazsak bu veballe yaşayacağız ve bu vebal boynumuzda asılı kalacaktır… Gelecek nesillerin hakkını yediğimizi unutmayalım…
Gittik ama gördüklerimizle de şok olduk, fotoğraflarını da çektim, yer darlığından burada yayınlayamayacağım. Ama görüntüyü tahmin edebiliyorsunuzdur… İnsan olmak bu kadar zor bir meziyet demekten kendimizi alamıyoruz… Aygır Dibi'nde adım atacak yer yok, neredeyse her ağacın altında aileler piknik yapıyor, çocuklar neşeli eğleniyorlar ancak, orada olmaması gereken bir şeyler de var. Tahmin ettiğiniz gibi Aygır Dibi adeta çöplük alanına çevrilmiş. İnsanlar olmasa, belediye çöp arabasını mı boşaltı yoksa buraya diyebilirsiniz, gidenler görmüştür, abartmıyorum her yer çöplerle dolu, rüzgârla savrulan poşetler- gazetelerde ağaçlara takılmış sallanıyorlar. Gözlerimize inanamayıp, insanlığımızdan iğrenip, söylenerek etrafa bakınırken, bir hanım abla çocuğun altını değiştiriyor ve gözümüzün önünde savuruveriyor bezi suya… Yüzüne bakıyorum kadının, yanlışlıkla yapmıştır belki, pişmandır falan diye umut ediyorum ama, yok gayet doğal gayet sıradan bir iş yapmış olmanın verdiği rahatlık var üstünde… Gidip desem ki "bak kardeşim; sen buraya bu bezi attın ama bu kaç yılda yok olur doğadan biliyor musun, bu yaptığın yanlış, yarın aynı yerde bir başkası ya da sen piknik yapacaksın yine, atma böyle" desem, alacağımız cevabı biliyoruz… Yutkunup geri dönüyoruz.
Diyeceksiniz ki çözümü var, "Belediye iki çöp bidonu koysun", koymuş efendim, iki değil daha fazla çöp bidonu koymuş belediye ama çöp bidonlarının içi boş, kimse zahmet edip çöpü bidona atmamış ya olduğu yerde bırakmış ya da sallamış Aygır suyuna… Peki, biz nasıl öğreneceğiz insan olmayı? Çocuk bezini suya sallayan o annenin yüzünde ki rahatlığı görünce anlıyorum ki insanlar yaptıkları şeyin yanlış olduğunu anlamıyorlar, bilmiyorlar, ya da sürü psikolojisiyle hareket edip "herkes atmış ben atsam ne olur ki" diye düşünüyorlar. Bunun çözümü ise eğitimden geçiyor, hep söylüyoruz Camilerde, okullarda insanlara doğayı korumanın ve toplum içinde yaşamanın dersleri verilmeli… Attığı o çöpün doğayı nasıl kirlettiği ve bunun bir hak yeme olduğunu anlatmalıyız. Doğaya saygının bir iman meselesi olduğunu, en güzel ibadetlerden birinin doğayı korumak olduğunu anlatmalıyız. Kim yapacak bunu? Tabi ki okullarda öğretmenlerimiz, camilerde imamlarımız hocalarımız yapmalılar. Yapmazsak, yapamazsak bu veballe yaşayacağız ve bu vebal boynumuzda asılı kalacaktır… Gelecek nesillerin hakkını yediğimizi unutmayalım…
Bozkır - Filiz Kılınçel